▫️Ege Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Fizyolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurselen Toygar, beynimizi daha fazla çalıştırmak için neler yapabileceğimiz konusunda şu bilgileri veriyor:
"Her gün gittiğiniz yolu, sabah uyandığınız müziği, oda ve büronuzun düzenini, birtakım rutin olarak yaptığınız şeyleri değiştirerek, beyninizi şaşırtın.
Çalışmayan beyin hücrelerini çalışır hale getirirsek, 60 yaşında bile bir gencin beyni kadar aktiviteye sahip olabiliriz. Beyin emir vermeden çalışmıyor. Sürekli aynı yönde yapılan şeyler, beyni tembelleştiriyor.
Beyinden daha fazla yararlanmak için, birtakım pratik yöntemlerin uygulanması gerekiyor.
Hayal gücüyle, beyni çalıştırmaya sevk edebiliriz. Bir amaç ve hedefimiz varsa, beynimizde bu amaç ve hedefe adım adım ulaşma yollarını hayal ederek ve daima pozitif düşünerek, buna ulaşabiliriz.
Hayal kurmak, beynin çalışmasına katkı sağlıyor.
"En büyük mucitler en çok hayal kuranlardır” sözü bu anlamda söylenmiştir. Bilgi ve belleğin oluşumu, gelişmesi ve olgunlaşması için hayal kurulmalıdır.
Her gün gittiğimiz yolu, sabahları müzikle uyanıyorsak onu, oda ve büromuzun düzenini, izlediğimiz televizyonun yerini, çocuklarımızla yemek yediğimiz masadaki yerimizi arada bir değiştirebiliriz. Bu, beynimizi kalıplardan kurtarır. Beyinler paraşüt gibidir, açılmadıkça çalışmaz.
▫️BEYIN HÜCRELERi ARTAR MI?
Son 4-5 yıla kadar, ölen beyin hücrelerinin yerine yeni hücrelerin oluşmadığı savunuluyordu.
Bugün bu görüş değişti ve beyin hücrelerinin artabileceği anlaşıldı. Beyin adet bulunan beyin hücrelerinin, her gün ortalama 10 bini ölüyor.
Beyin fonksiyonları 18-23 yaşlarında artar, 40 yaşından sonraysa hızla azalır. Günde 10 bin hücre öluyor. Ama 65- 70 yaşına kadar ölen hücrelerin sayısı toplam hücrelerin ancak yüzde 5'ine ulaşabiliyor. Demek ki beyne hücre takviyesi oluyor. Ama takviye olurken o hücreler, "Ben beyin hücresi olayım" demiyor. Bizim, (kök hücreler) dediğimiz hücreler var. Bunlar beyin hücresine dönüşebiliyor. Her beyin hücresi ölduğünde, bellek depolama, yeni bilgileri alma ve öğrenmede zayıflama oluşuyor. Eğer beyin hücrelerimizi çalıştırırsak, beyin aktivitemizi sağlıklı olarak koruyabiliriz.”
▫️Hayal kurma tekniği
‘‘Yazının başlığına bakıp hayal kurmanın da tekniği mi, olurmuş, hayal kurmaktan daha kolay ne var’’ diyebilirsiniz.
Elbette ki, herkes çeşitli zamanlarda hayal kurabiliyor. Fakat, bu durum genellikle kendiliğinden meydana geliyor. Bir ses, bir görüntü hatta bir kokunun çağrıştırdığı hatıralar zihninizde canlanıp kişinin hayallere dalmasına yardım edebiliyor. Ancak, burada anlatmaya çalıştığım durum, kişinin isteği doğrultusunda iradesini kullanarak belirli bir görüntüyü zihninde canlandırabilmesidir ve bu da üstelik pek o kadar kolay bir işlem değildir.
Ayrıca belirli bir görüntüyü sadece zihninizde canlandırmakla kalmayıp aynı zamanda kuvvetle (Neredeyse fiziksel biçimde) hissedebilmek gerekiyor. Bunun için de önerilen çeşitli teknikler var.
Örneğin, bulunduğunuz odayı gözleriniz kapalı olduğu halde zihninizin içinde birebir canlandırabilmek.
Yani orjinal boyutlarıyla gözleriniz kapalı olduğu halde sanki göz kapaklarınız şeffafmışcasına görebilecek hale gelmek.
▫️Gerçekleşen hayaller
İmajine etmek. Zihnin içinde düşüncenin görüntüsünü oluşturmak. Hayal kurmak. Konumuz hayaller ve tek gerçekleşecek olan şey de hayal. Düşünürüz, arzu ederiz sonra hayal ederiz... Hayallerimiz bizi harekete geçirir. Duygularımız ve isteklerimiz artar, içimizde büyük bir itici güç oluşur.
Şimdi bu yazıyı okurken benim imajinasyon yeteneğim yok diyenler olabilir. Yani düşüncelerimi zihnimin içinde oluşturamıyorum, göremiyorum, diyebilirsiniz.
Gerçekten de herkes zihninin içinde düşünceleri, objeleri resim olarak göremez. Fakat, bu durum imajinasyon yeteneği olmadığını göstermez.
Sayılarla uğraşan, mantık yürüten, matematik kafaya sahip olanlarda imajinasyon daha çok ses veya fikir biçiminde olmakta, resim şeklinde görüntüler pek oluşmamaktadır.
Buna karşılık resim, heykel, sinema benzeri gösteri sanatlarına ve edebiyata yönelik bir yapıya sahip olanlar, düşünceleri resim olarak zihinlerinde imajine etmektedirler.
Tabii hem resim, hem ses, hem de koku imajinasyonuna sahip olanlar da var. Ve bunların zihinsel aktiviteleri çeşitli yönlerde kolayca hareket edebilir.
Önce çevrenizde bulunan şeylere bakarsınız. Bu esnada en yakınınızda bulunanlar dikkatinizi çeker. Tabii bu arada dikkatinizi yönelten ve sizi etkileyen faktörler de vardır. Örneğin hayranlık duyduğunuz şahıslar...
Kendinize model olarak seçtiğiniz kişinin ortaya koyduğu güç, sizi cezbeder. Ve siz de öylesi bir güce ulaşabilmek için onun izlediği yolu ve ortaya koyduğu davranışları örnek olarak alıp hayalinizde kendiniz için yaratırsınız. İlerlediğiniz yolda karşılaştığınız şeyler sizi yeniden oluşturur.
Tam tersi de olabilir. İçinizdeki arzular yavaş yavaş azalmaya başlar. Genellikle isteklerin olmadığını görmek, kişiyi karamsar ve güvensiz yapar. Bunun sonucunda karamsar hayaller kurmaya başlarsınız. Üstelik bu karanlık hayallerin gerçekleşme olasılığı çok daha yüksektir. Çünkü, farkında olmadan gerçekleşen hayallerin püf noktasını yakalamışsınızdır.
Kuvvetli bir beklenti içine girmeden, hırs yapmadan, kendinizi gerilim içine sokmadan yarattığınız hayaller gerçek olur. Kendinizi öylece bıraktığınız isteklerinizle karşılaşırsınız. Hem de oldukça hızlı.
Alıntı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder