15 Kasım 2018 Perşembe

Çekim Yasasını Uygulamanızı Engelleyen 5 Şey





Aşağıdaki 5 “Anti-Çekim Yasası” size “Çekim yasası nasıl uygulanır?” sorusunun cevabını kendi hayatınızın içinde bulmanız konusunda yol gösterecek.


5. Anti – Çekim Yasası: Hali hazırda yaşadığınız hayatı kabullenmiyorsunuz.


Hayatta hali hazırda size verileni kabul etmiyorsanız ve hatta onu en büyük avantaja çevirmiyorsanız, hiçbir zaman istediğinizi elde edememe riskiyle karşı karşıya olabilirsiniz. 

İstediğiniz hayata senkronize olabilmeniz için yapmanız gerekenler var. 


Eğer gözünüzde canlandırdığınız, istediğiniz hayata sahip değilseniz bir yerlerde hata yapıyorsunuzdur ve bu hataları tespit edip, düzeltme çalışmaları yaptığınızda hayalinizdeki yaşam çok da yakın olabilir.


İstekler ve ihtiyaçlar arasında aslında çok büyük bir fark vardır. 


İstediğiniz hayata sahip değilseniz bunun sebeplerinden biri hayatın size isteğinizden önce, ihtiyacınız olanı vermesidir. 

Bazen egolar işin içine karışır ve neye ihtiyacımız olduğunu tam olarak anlamamıza imkan vermez. 


Çekim yasası uygulayıcıları olarak da bu ikisini birbirine karıştırma gibi bir eğilimimiz var.


Aslında istediğiniz şeyi hayatınıza çekme olasılığınız istemeyi bıraktığınızda gerçekleşiyor. 


Bunun esas sebebi çekim yasasının istediğiniz hayatın titreşimine uyumlanma sürecinin hep aktif olması. 


Yani sürekli isteklerinizi tekrarlama gibi bir zorunluluğunuz yok. İsteğinizi tek sefer söylemeniz bile yeterli. 


Burada isteğin ne kadar tekrarlandığından öte, istediğiniz hayata ne denli hazır olduğunuzun önemi çok büyük.  

Tabii bu hazır bulunma hem bilinç hem de bilinçaltı seviyede olmalı. 


Çekim yasasının sırrı hangi titreşimdeyseniz, aldığınız hayat o. 


İçinde bulunduğunuz titreşimi istediğiniz kadar inkar edebilirsiniz. Şu an içinde bulunduğunuz koşulların evrene yaydığınız titreşim sonucunda hayatınızda var olduğu gerçeğini değiştirmeniz pek mümkün değil.


4. Anti – Çekim Yasası: İsteğinizin size gelmesi konusunda zaman ve koşulları belirliyorsunuz.


Beklentiler çekim yasasının gerçekleşmesinin bir numaralı engeli. Beklentileriniz akışı ve iç görülerinizi engelliyor. 

Her şeyin istenilen sürede gerçekleşmesini bekleyen, aslında söz geçiremediğiniz egonuz. 


Evrensel düzen gerçek anlamda “düzen” içinde işliyor. Her şeyin olmasının hayrımıza olduğu bir zaman var. 


Burada hem sizin hem de bütünün hayrı devreye giriyor. Hepimiz birbirimize bir şekilde bağlıyız.


Zaman, mekan, koşullar konusundaki beklentileriniz çekim yasasını bloke eden en ciddi konu.


Bir isteğiniz var ve bunu hayatınıza çekmek istiyorsanız koşulları evrenin belirlemesine izin vermeniz gerekli. Sizin koşullarınız her zaman en hayırlı koşullar olmayabilir. 

Koşulları belirlemenizi bir hortumdan su gelirken hortumu tıkamaya benzetebiliriz.


En doğru yöntem anı yaşamak ve andaki titreşiminizi değiştirmenizdir. 


Hayatın size verdikleri titreşiminizle bağlantılıdır. 

Sürekli endişe halindeki bir ruh hali endişeleri çekecektir. Bir şeyi istediğinizde, onun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği veya ne zaman gerçekleşeceği konusunda endişe ettiğinizde, isteğinizi tıkarsınız. Bu tıkanıklıklarla da daha fazla endişeyi kendinize çekersiniz.


3. Anti – Çekim Yasası: Bilinçaltı seviyede niyetlerinizin olmayacağına dair bir inancınız var.


Bu madde yukarıdaki madde ile bağlantılı ama biraz daha kafa karıştırıcı.


Bir örnekle açıklamak işi kolaylaştıracaktır. 


Bir restorantta sipariş verip iki dakikada bir siparişinizi değiştirmekten bahsediyoruz. 

Siparişinizin hazırlanmasını hatta aşçıya ulaşmasını bile beklemeden, siparişi değiştirmeniz burada en büyük sorun. 


Bir niyetiniz var ve bu niyeti başka bir niyetle yok ediyorsunuz. Mesela; “Ben neden başkaları gibi istediklerimi kendime çekemiyorum? “ gibi bir soru bile başka bir niyettir ve üstelik olumsuzdur.


Sabır ve deneyim bu yolda sizin en iyi arkadaşlarınız ve öğretmenleriniz.


2. Anti – Çekim Yasası: Belirli bir sonuca odaklanıp niyetinizle senkronize olamıyorsunuz.


Yine 4. Madde ile benzer, ama aynı değil. 

Çekim yasasının sizin için de işlediğine dair bir kanıt ararken, belirlediğiniz spesifik bir sonuca odaklanmanız istediklerinizi kendinize çekmenizin önünde bir engel. 


Hayatınıza daha fazla para çekmek istediğinizi düşünelim. 

Niyetinizi ortaya koydunuz, titreşiminiz buna uygun, negatif düşüncelerin daha fazla para çekmenizi engellemesine izin vermiyorsunuz ve bir anda bir sürü iş teklifi almaya başlıyorsunuz. 


Bunun biraz ilginç olduğunu düşünüyorsunuz ve içinize bir şüphe düşüyor. İşlerin size göre olmadığını düşünüyorsunuz ve geri çeviriyorsunuz. Aradan zaman geçiyor, size yine iş teklifleri akıyor ve siz sinirlenmeye başlıyorsunuz. 

Daha fazla para istediniz, iş değil.


Yapılan en büyük hatalardan biri evrenin size sunduğu fırsatları tek bir şeye odaklandığınız için gözden kaçırmanız. 


Hayatın kusursuz bir akışı var. İstediklerinizin nereden ve nasıl geleceği ile değil, olup olmamasıyla alakalı çekim yasası. 


Doğru zaman, doğru mekan, doğru kişiler var ve bunlar bizim doğrularımızla aynı olmayabilir.


Niyet etmek-istemek ve olayları akışına bırakmak sonuca ulaşmanın en emin yolu… 


Biraz da cesaret ve kendini iyi tanıma olaylara hız katacak özellikleriniz. 


Para istediğinizde size gelen işleri kabul ederken daha fazla iş yüküne hazır olup olmadığınız ve geleceğe güvenle ve cesurca yol almanız sizin çekim yasası gerçeklerine uyumlanmanız için en büyük artılarınız olacaktır. 


Siz, size gelen fırsatları fark edip, harekete geçtikçe, önünüzde hiç hesaba katmadığınız yollar açılacak ve hedefe ulaşmanız her adımda daha da kolaylaşacaktır.


1. Anti – Çekim Yasası: Düşüncelerinizle eylemleriniz uyumlu değil.


İşte en önemlisi.  İnsanların çekim yasasını hayata geçirememelerinin en önemli nedeni niyetlerini doğru olarak ifade edememelerinden çok, bu yasanın sadece istemekten ibaret olduğunu sanmaları.


Çekim yasanın bütünlüğü harekete geçmekle tamamlanıyor. 


Yapılan en büyük hata, daha fazla para isteyip, tüm gün oturduğumuz yerden kalkmamak ve o paranın bize gelmesini beklemek. Bunu piyango bileti almadan, büyük ikramiyeyi beklemeye de benzetebiliriz.


Çekim yasası “hareketsizlik” değildir. Niyet etmek başlangıcıysa, hareket etmek devamıdır hikayenin.


Çekim yasası mükemmel bir şekilde işler. Uyum sağlaması gereken sizsiniz.


Çekim yasası hayatın her anında işler. İstediğiniz şeyler bilinçaltı seviyede sizin inançlarınıza ters ise her an niyetlerinizi sabote etme riskiyle karşı karşıyasınız. 


Ailenizden, sosyal ve profesyonel çevrenizden, atalarınızdan miras aldığınız inançların farkında olmak ve niyetinize ters düşebilecek olan inançlarınızın farkında olmak ve onlar üzerinde çalışmak gereklidir.


İçinde bulunduğunuz durumun farkında olun. İsteğinizle senkronize olabilmek için bilinçli bir oluş haline ihtiyacınız olacaktır. 


Cebinizde paranız yokken kendinizi nasıl zengin hissedeceksiniz peki? Etrafınıza bakın. Aldığınız nefes, ağaçlar, denizler, sevgi. Bunların hepsi sınırsız olarak etrafınızda ve bunlar hepimizin zenginlikleri. Kendinizi zengin hissettikçe, paranın size çekilmesi kolaylaşacaktır. 


Dikkat: Bu duyguya tutunun. Kendinizi bir an zengin hissedip, ardından boş cüzdanınız için ah vah ederseniz, çekim yasasının sizin için kusursuz bir şekilde işlemesini tahmininizden biraz fazla beklersiniz. 


İnançlarınızın, sizi siz yapanların hayatınıza iyilikleri de kötülükleri de, şansı da şanssızlığı da çektiğinin farkına vardığınızda, kendi titreşiminizi değiştirmek için daha fazla çaba harcayacaksınız. 


Ne kadar fazla titreşimde kalmayı becerirseniz, o kadar büyülü değişiklikler girecek hayatınıza.


“Çekim Yasası Sırrı”nın sırrı, bedeninizin, duygularınızın ve bilincinizin birbirleriyle uyum içinde olması. 

Oluşun gerçekliğinin ardından uyum ve senkronize olma geliyor. 


Siz ne iseniz hayatınıza çekecekleriniz de o oluştan ibaret. Kendinizle ilgili inançlarınız, kendinizi tanımlarken kullandığınız sıfatlar sizin gerçeğiniz ve o tanımları değiştirmeden belki de gerçeğiniz değişmeyecek. 


Aslında hayatınızda olan her ne varsa çekim yasasının kusursuz bir şekilde işlediğinin kanıtı. Bizler bilinçsizce hayatımızı yaratıyor ve bu hayattan şikayet etmeye başlıyoruz.


Anahtarlardan biri “farkında olmak. Şimdi olduğunuz kişiyi iyi tanırsanız, onu istediğiniz şekle sokabilmek için elinizde çok güçlü bir silah olmuş olur. 

Düşman hiçbir zaman dışarıda değil. Elinizdeki silahla içinizdeki düşmanı yok ettiğinizde ise yepyeni bir “siz” yaratmak için hazırlık aşaması tamamlanış demektir.


Bugün başlamamanız için herhangi bir sebep yok.


Kaynak: www.jasondemakis.com

ÖZLEM ÖZGEN

2 yorum:

  1. Cok guzel! bu konuda karanlikta kalmis onemli noktalari cok guzel aciklayan cok faydali bir yazi. Tesekkurler.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel düşünülüp detaylandırılmış yararlı bir yazı başarılarınızın devamını dilerim tşk

    YanıtlaSil